Van’da kaldığım iki hafta boyunca kamp yapma olanağını yaşadım. Daha önce de deneyimlerimden yola çıkarak kamp yapmanın en iyi fikir olabileceğine kanaat getirerek, bu yıl tatilimi sadece kampta geçirdim. Şehrin gürültüsünden kaçmak için iyi bir fırsat olan kamp etkinlikleri sayesinde doğa ile bağlarınız kuvvetlenir. Doğa ile iç içe olmak fiziksel ve ruhsal olarak size fayda sağlar, psikolojinize iyi gelir. Dinlenmek, her vücudun gereksinimi olan bir durumdur ve günümüzde şehrin içindeyken bu pek mümkün değildir. Hafta içi iş yoğunluğunuzdan dolayı pek gidemeseniz de hafta sonu mutlaka aileniz ve arkadaşlarınızla birlikte güzel vakit geçirmek için kendinizi doğa ananın kucağına bırakabilirsiniz.
Kampta gittiğimizde sıradan bir günümüz nasıl geçiyor? Neler yapıyor, nelere dikkat ediyoruz? Kampta geçen günlerimin çok anlamlı bir deneyim olduğunu öncelikle sizlerle paylaşmak istiyorum. Kampa dair fotoğraf ve görüntülerimi sosyal medya hesaplarımdan paylaşmıştım ve içinizi ısıtan fotoğraflar olduğunu düşünüyorum.
Kampa gitmek bizim için her anı verimli geçirmeye çalıştığımız şehirden uzaklaşıp, sakinliğin içinde manzaranın tadına varmak demek. Kampta günlerimiz genelde belli bir rutin içinde geçiyor. Gittiğimiz yerin konumuna, özelliklerine göre değişen spesifik aktiviteler olsa da, genelde rutinimiz değişmiyor, yapılan aktiviteler bazen aynı bazen de farklılık gösterebiliyor.
Sabah insanı olun ya da olmayın, çadırda kalırken güne genelde güneş ile birlikte başlanıyor. Bu harika manzaraya gözlerimizi açıyoruz. Sabaha sinek ısırıklarıyla uyanmamak adına, gece çadırımızın tüm fermuarlarını kapattığımız için güne mutlu bir başlangıç yapıyoruz. Çadırdan çıkarak temiz havayı içimize çekiyoruz. Ve eğer Van gibi bir yerdeyseniz Van Gölü’nün o muhteşem manzarasına karşı gözlerinizi açıyorsunuz.
Ve bu manzara eşliğinde kahvaltınızı yapıyorsunuz. Öğlen yemeğini atıştırma şeklinde idare ettiğimiz için, kahvaltımızı sağlam yapmaya özen gösteriyoruz. İyi bir kahvaltıdan sonra kendinizi Van Gölü’nün serin sularına bırakıyorsunuz. Tabi çok fazla kalma şansınız yok. Çünkü gölün suyu çok serin. Van’ın serin havasını da hesaba kattığınızda gölde yüzme en fazla 10 dakikanızı alıyor. Van Gölü,’nün buz gibi suyunda üşüsek de, tertemiz bir suda yüzmenin keyfini yaşıyoruz. Güne zinde başlamak için de kesinlikle iyi bir tercih oluyor. Su kenarı kampı yapmanın en güzel yanı işte bu: Yüzmek!
Kampa genelde en az iki kişi gidiyoruz. Çoğu aktiviteyi beraber yapsak da, gün içinde kendimize özel bir zaman yaratmaya özen gösteriyoruz. Sessizliğin içinde, kendimize doğayla baş başa zaman ayırıyoruz. Şehirden ve telefonumuzdan uzakta olunca sakin zamanlar yaratmak daha kolay oluyor. Sessizliğin içinde kahvemi içip kitabımı okumak, şehirde yaptığım meditasyondan daha huzurlu hissettiriyor.
Tüm gününüzü doğada geçirince, keyif yapılan aktiviteler elbette bitmiyor! Kısık seste açtığımız müziğimiz ve sevdiğimiz içeceğimizi alarak sohbet ediyor ve manzaranın keyfini çıkarıyoruz.
Akşam yemeğimizi bazen yanımızda götürdüğümüz konserveler ile bazen de ateşte pişirdiğimiz et/tavuk ile ekmek arası şeklinde yapıyoruz. Sonrasında kamp ateşinin başında sevdiklerimizle oturup sohbet ediyoruz. Gecenin sessizliği ve ateşin sıcaklığı hepimizi mayıştırıyor. Kamp ateşi konusunun ne kadar kritik bir önem taşıdığını biliyor ve izinli yerlerde, kontrollü şekilde ateşimizi yakıyoruz, tüm doğaseverlere de bunu öneriyoruz.
Aslında önemle üzerinde durmak istediğim asıl konuya gelmek istiyorum. Kamp boyunca birçok insanla tanışma fırsatı yakalayabiliyor insan. Bazen insanın içini acıtan sahnelere de rastlayabiliyoruz. Hayatın salt eğlenmek olduğunu ve bu bilinçle kampta kalanlarla denk gelmek benim açımdan çok üzücü oldu. Saatlerce gözlem yapma şansı buldum. Tek üzüldüğüm nokta da bu galiba. Kimi gençlerin eğlence kültürünü hayat tarzı yapmaları.
Her meslekten insanlarla kampta yer alıyorsunuz. Birçok değerli insanla tanıştım. Ve hayat tarzları ve yaşamlarıyla beni etkileyen iki insana parantez açma gereği duyuyorum. Edirne’den yola çıkıp Hakkari’ye karavanlarıyla ulaşan iki değerli insan Yaşar abi ve Nazlı abla. İyi yolumuz Van’da kesişti. Enerjimiz bizi bir araya getirdiğine inanıyorum. Hayatımızın en değerli anıları arasına girdi. Birlikte sohbetlerimiz oldu, birlikte kahvaltı ve yemek yedik, birlikte gezdik, birlikte serin sularda yüzdük. Bilgi ve birikimli iki değerli insan ile aynı ortamda yer aldığımız için çok sevinçliyim. Gelecek yıl da biz onları Kırklareli’de ziyaret edeceğiz. Bu dostluğumuzun edebi olacağına inancımla, dayanışmanın en önemli ayağı olan kamplarda herkesin bir gün dahi olsa zaman geçirmesini diliyorum.
Yorum yazarak Mardin Haber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mardin Haber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Mardin Haber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Mardin Haber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Mardin Haber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mardin Haber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Mardin Haber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Mardin Haber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.