Cemal Çetin Yazdı: Yeşil Mardin

Başlık için “Ne alaka Yeşil Mardin” diyeniniz olacaktır. Ben de yazıyı yazmaya başladığımda ilk olarak bunu düşünmedim değil. Malum Mardin’in yeşil ile anıldığı tek dönem bahar döneminde Mezopotamya Ovasında buğdayın ve mısırın yeşermesiyle mümkün oluyor. Sonrasında buğday ve mısırın sararmasıyla sarı, anız yakmalarıyla siyah oluyor.

Mardin için söylenen bir söz var: “Gündüz seyranlık, gece gerdanlık” deniliyor. Sözün aslı “Gündüz mezarlık, gece seyranlık/gerdanlık” olsa da bu şekilde kabul ediliyor. Neden gündüz mezarlık denildiğini Mardinliler biliyor. Mardin eskiden etrafı hep mezarlıklarla çevrili bir şehirken, bu mezarlıklar özellikle bir otel yapımında, bir yol yapımında ortadan kaldırıldı.

Ortadan kaldırılınca bir anda gündüz seyranlık gece gerdanlık oldu.

Dönelim Yeşil Mardin meselesine. Neden olmasın? Mezopotamya Ovası’ndan tutalım da Mardin’in şu an kuru olan tepelikleri neden yeşil olmasın? Neden ağaçlarla donatılmasın? Neden her yerde palamut ve meşe ağaçları olmasın? Neden Zeytin ağaçları etrafımızı çevirmesin?

Tabi, bunu yaparken bütün Mezopotamya Ovası’nı tutup da ağaçlarla donatalım demiyorum.

Ama düşünün herkes kendi arazisinin etrafına sadece 10 ağaç dikse neden olmasın? Sadece 10 ağaç ile bile Yeşil Mardin’e kavuşmak mümkünken, neden yapılmaz bilmiyorum.

Mardinli çiftçiler, arazi sahipleri, Mardinliler bence bunu düşünmeli ve Yeşil bir Mardin için en azından Ormancı Şeyhmus amcanın (Erginoğlu) binde biri kadar da olsa elini taşın altına koyabilmeli.